28 Şubat 2016 Pazar

''Ne Gerek Var''da Bu Hafta: Survivor



    Merhaba arkadaşlar, sizlere ilk kez ''Ne Gerek Var'' adlı, ileride bu blogda gelenekselleşecek blog başlıklarımda, Survivor'la ilgili fikirlerimi anlatacağım. 


    Düşünün, bir adaya düşen bilmem kaç tane şımarık, birbirlerini yiyorlar. Türlü belden aşağı laflarla ve haddi aşan sınırsız cümlelerle televizyon karşısında herkesin hayranlığını kazanıyorlar. İzleyenlere lafım asla yok, çünkü genel olarak saf ve temiz kitle tarafından takip edildiğini gözlemledim. Yanlış da olabilir bu gözlemim ama fikrim sabit. 

    Yarışmacıların hepsi, normal yaşamlarını şımarık bireyler olarak idame ettiriyorlar, bundan şüphe duymuyorum. En azından bir çoğu. Yarışmanın moderatörü de, altından tepsisinde günlük yaşamda kolayca elde edilebilecek yiyecek ödüllerini, uzattıkça uzatarak yarışmacılara gösteriyor. Yıllarca süregelen bu programda, hiçbir yarışmacının tepkisi değişmedi. Dedim ya, günlük yaşamlarında kolay buldukları ve hatta yüzüne bile bakmadıkları yiyecekler, o esnada onlar için bir Hint Kumaşı. 
    Ödülü elde edemeyenler, çocuklar gibi ağlıyor. Bunalıma giriyorlar falan. Bakın, bunlar gerçek olabilir. Nihayetinde açlık, önüne hiçbir zaman geçemediğimiz ve geçemeyeceğimiz bir durum. Acıkan ve yemek bulamayan her insan bunalıma girer, buraya kadar problem yok. Ama, özellikle ünlü grubunda yer alan yarışmacılar, bu yarışmadan önce altlarında spor arabalarıyla lüks Nişantaşı sokaklarını gezerken, bir diğer ünlünün söylediği şarkıdan da bihaberler: ''Arka sokaklarda neler oluyor?''
   
    Ben söyleyeyim, arka sokaklarda boktan şeyler oluyor sevgili ünlü kardeşlerim. Türkiye sınırları içinde ünlü, sınır dışında ünsüz kardeşlerim. Ünlü olmayan insanlara asla sıradan demedim, çünkü bütün herkesin sıradan olduğunu düşüncesindeyim. Kendimin bile. Bundan emin olabilirsiniz. Arka sokaklarda, gerçek yarışmalar oynanıyor. Üstelik, dokunulmazlık oyunu falan da yok. Yani her an tehlikede sayılırsınız, çünkü burası Dünya. Burada her şey gerçek. Survivor'da gerçek değil Nihatcığım, sen yaşamla Survivor'ı karıştırmışsın. 

    Nereye varacağımı merak ediyorsanız, bir yere varmak gibi bir niyetim yok. Ben sadece rahatsızlıktan öte, gereksiz olduğuna inandığım bir programı eleştiriyorum. Sizler de eleştirin, gereksiz olduğuna inandığınız her şeyi. Bu blogu da hatta. Tabi eğer gereksiz olduğuna inanıyorsanız. :)

    Neyse, sevgili Art Blog takipçileri, bu gecelik de bu kadar. Selametle!

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder